Makaleler

Ceza Muhakemesinde Olağan Kanun Yolu Olarak İtiraz

1. Kavram

Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hallerde mahkeme kararlarına karşı başvurulan, kural olarak kararın infazını ertelemeyen (m.269/1) ve kararın hem hukuksal hem maddi yönden denetimini içeren kanun yoluna itiraz denilmektedir[1].

İtiraz, henüz kesinleşmemiş kararlara karşı başvurulabilen bir hukuki çare olduğundan, olağan kanun yollarından birini teşkil eder. Ayrıca itiraz kanun yolu, hüküm değil, hüküm dışında kalan kararlara karşı başvurulabilen bir yoldur[2].

İtiraz yolunun en önemli özelliklerinden biri de bu kanun yolunda yalnızca hukuki değil, maddi incelemenin de yapılabilmesidir. İtirazı inceleyecek merci, inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılmasını da emredebilir (m.270/1).

İtiraz yolunun hüküm dışında kalan kararlara karşı başvurulabilen bir kanun yolu olması ve bu kararda hem hukuki hem maddi inceleme yapılabilmesi, bazı karar çeşitleri açısından özellik gösterebilir. Bunlardan en önemlisi hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olup, bu karara karşı öngörülen itiraz kanun yolunda (m.231/12) ne tür bir inceleme yapılabileceği üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz kanun yolunun kapsamına ilişkin verdiği bir kararda[3]; İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK’nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir. CMK.’nun 271/4. maddesindeki “Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir” hükmü uyarınca, merci tarafından itiraz başvurusu üzerine itiraz konusu hakkında verilen kararlar kesin olup, artık mahkemece yeni bir değerlendirme yapılmadan aynı kararın verilmesi söz konusu olmayacaktır. İtiraz merciince, itiraz olunan kararın kaldırılmasına müteakip, yetkili ve görevli kılınan mahkemenin yargılama sonunda vereceği hüküm, yeni hüküm sayılacağından, bu hükme karşı itiraz veya temyiz yolu açık olacaktır. Bu itibarla, gerek yargılamaya devam edecek olan yerel mahkeme, gerekse verilecek kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay, itiraz merciin belirlediği suç vasfıyla bağlı olmayacaktır. Bu nedenle, sonuç olarak yerel mahkeme kararına karşı o yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan başvurunun itiraz kanun yoluyla ve 5271 sayılı CMK.’nun 267-271. maddeleri uyarınca hem maddi olay hem de hukuki yönden itiraz merciince incelenmesi gerektiğinden itiraz mahiyetindeki istem konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın itiraz merciine gönderilmesi için mahalline iadesiamacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmelidir” şeklinde hüküm kurmuştur. Görüldüğü gibi, Yargıtay, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itiraz yönünden, incelemenin sadece hukuki değil, aynı zamanda maddi açıdan da yapılabileceğine hükmetmiştir.

2. İtirazın Konusu

İtiraz, kural olarak hâkimlik kararlarına, istisnai olarak da mahkeme kararlarına karşı yapılır. Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararları yönünden de itiraz yolu (m.173) öngörülmüşolmakla birlikte, bu başvuru yolunu, olağan kanun yolu olan itirazla karıştırmamak gerekir. Olağan kanun yolu olarak itiraz, yalnızca hakimlik kararları ve Kanun’da açıkça belirtilmişse mahkeme kararlarına karşı yapılabilir.

Kanun’da aksi belirtilmedikçe; i)Soruşturma evresinde sulh ceza hâkiminin kararları, ii)Naip hâkim olarak görevlendirilen hâkimin kararları, iii)İstinabe olunan hâkimin kararları, iv)Mahkeme başkanı sıfatıyla verilen kararlar, hakimlik kararlarıdır.

Mahkeme kararlarına da istisnai hallerde itiraz yolu öngörülmüştür. Örneğin mahkeme tarafından verilen tutuklama kararı (m.101/1,5), durma kararı (m.223/8), hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı (m.231/12), kaçak sanık hakkında verilen zorlama amaçlı elkoyma kararı (m.248/8), itiraz yoluna başvurulabilen mahkeme kararlarındandır.

3.İtiraz Usulü ve İnceleme Mercileri

Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, ayrıca hüküm konulmayan hâllerde Kanun’un 35’inci maddesine göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde, kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. Tutuklu bulunan şüpheli ve sanığa ilişkin hükümler (m.263) saklıdır (m.268/1).

Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir (m.268/2).

İtirazı incelemeye yetkili merciler şunlardır:

i)Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir.

ii)İtiraz üzerine ilk defa sulh ceza hâkimliği tarafından verilen tutuklama kararlarına itiraz edilmesi durumunda da bu usul uygulanır. Ancak, ilk tutuklama talebini reddeden sulh ceza hâkimliği, tutuklama kararını itiraz mercii olarak inceleyemez.

iii)Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye, o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.

iv)Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir.

v)Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.

4.İtirazın Etkisi

İtiraz, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu doğurmaz (m.269/1). Ancak kararına itiraz edilen makam veya kararı inceleyecek olan merci, geri bırakılmasına karar verebilir (m.269/2). Bu konuda, itirazı inceleyecek olan merciye takdir yetkisi tanınmışolmakla birlikte, bazı hallerde kararın geri bırakılmasını kanun koyucu zorunlu tutmuştur. Örneğin gözlem altına alma kararına karşı itiraz, gözlem altına alma kararının yerine getirilmesini durdurur (m.74/4). Bu konuda itiraz merciinin takdir yetkisi yoktur.

Buradan çıkarılacak sonuç, istinaf ve temyizden farklı olarak, itirazın durdurma etkisinin “kural olarak” bulunmadığıdır. İtirazda da denetim muhakemesine başvurmanın aktarma etkisi gereğince, itiraz başvurusu üzerine inceleme bir başka merci tarafından yapılmaktadır. Ancak aktarma etkisi, sulh ceza hakimliği, ağır ceza mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay ceza dairelerinin kararlarına karşı yapılan itirazlarda farklı bir özellik göstermektedir. Bu hakimlik ve mahkemelerin kararlarına karşı yapılan itirazlar, kararı veren merci ile aynı derecede olan bir başka merci tarafından incelendiğinden (m.268/3-a, c, e), bu hallerde aktarma etkisi dikey değil, yatay bir etki göstermektedir.

5.İnceleme ve Karar

İtirazı inceleyecek merci, yazı ile cevap verebilmesi için itirazı, Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilir. Merci, inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılmasını da emredebilir (m.270/1). 101 ve 105 inci maddeler uyarınca yapılan itiraz üzerine Cumhuriyet savcısından görüşalınması durumunda, bu görüşşüpheli, sanık veya müdafiine bildirilir. Şüpheli, sanık veya müdafii üç gün içinde görüşünü bildirebilir (m.270/2).

İtiraz kanunda aksi belirtilmeyen hallerde dosya üzerinden incelenir. Gerektiğinde savcı, sonrasında müdafi ve vekil dinlenir. İtirazı yerinde görürse merci, itiraz konusu hakkında da karar verir. Karar mümkün olan en kısa sürede verilir. Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir (m.271).

[1]   İtiraz kanun yolu için bkz. Aydın, Devrim,“Ceza Muhakemesi Kanunu’nda İtiraz”, TBBD., S.:65, Y.:2006, s.61 vd; Soyaslan,s.534 vd.; Donay, s.343 vd.; Turhan,s.403 vd.; Yenisey-Nuhoğlu,s.881 vd.; Öztürk-Tezcan-Erdem-Sırma-Kırıt-Özaydın-Akcan-Erdem,s.665, 666; Ünver-Hakeri,s.831 vd.; Centel-Zafer,s.791;Özbek-Kanbur-Doğan-Bacaksız-Tepe,s.806, 807.

[2]   Yenisey-Nuhoğlu,s.881.

[3]   Yarg. CGK., 22.01.2013, 2012/10-534, 2013/15.

Yazar Hakkında

Ahmet Caner Yenidünya

Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku alanında uzmandır. Ceza Hukuku Genel Hükümler, Özel Hükümler, Ceza Muhakemesi Hukuku ve Ticari Ceza Hukuku alanında pek çok kitap ve makalesi bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü’nün ülkemizde insan ticareti ve cinsel şiddet mağduru kadınların korunmasına yönelik yaptığı projelerde aktif olarak görev almış, katılımcı olmuştur.

Leave a Comment